"Siyah Deri Beyaz Maske" Batı'da Yeni İslamofobik Strateji

DİASPORA ÖZEL

Dönüştürülmüş beyinler aracılığı ile Avrupa'da Müslümanlar tehdit ediliyor.

 

Geçtiğimiz haftalarda Avusturya'da Müslümanlara ait sosyal mekanların harita üzerinde işaretlenip Bakanlık aracılığı ile kamuoyuna tanıtılmasının ardından, Müslümanları hedef gösteren damgalama projesinin tehditkâr sonuçları gelmeye başladı. Avusturya Uyum Bakanı tarafından bizzat tanıtılan sözde "İslam haritası" isimli proje ile Müslümanlara ait yerlerin çevrimiçi bir haritada gösterilmesi ve bu mekanlara ilişkin provokatif bilgiler içeren metinlerin internette yayılmasından sonra aşırı sağcı gruplar tarafından viyana sokaklarına "siyasal İslam yakınınızda" yazılı tabelalar asıldı.

 

Viyana'daki olayın üzerinden henüz bir hafta geçmeden Almanya'nın Hessen eyaletinde benzer bir çalıma tedirginlik yarattı.


Almanya’nın Kassel bölgesinde Viyana’da yapılan damgalamaya benzer bir sözde "İslamcılık Haritası" oluşturuldu. Aynı proje, sözde siyasal İslam'ın örgüt ve dernekleri hakkında detaylı bilgiler verme amacıyla, Müslüman topluma ait tüm sosyal mekanları harita üzerinde işaretleyip bu mekanlara gidenleri damgalayan ifadeler kullanmaktadır.


http://rgkassel.blogsport.eu/islamism-maps-kassel/)


Harita, sözde Selefi camilerin yanı sıra Müslüman Kardeşler'e yakın olduğunu ifade edilen dernek ve aktörler hakkında kapsamlı bilgiler içeriyor. Kendilerini Antisemitizme Karşı İttifak, Kürdistanlı Öğrenciler Birliği, Kassel Gençlik Forumu ve Göçmen birlikleri gibi oluşumların ortak inisiyatifi olarak tanımlayan araştırma grubu, işaretlenen yerlere ilişkin yorumlarını da harita üzerinde yayınladı.

 

Çocuk kreşi de damgalanan mekanlar arasında

 

Kendilerini “Kassel Araştırma Grubu” olarak tanımlayan grup, şehirde çocukların gittiği anaokulunu da harita üzerinde işaretleyerek, internet sayfasında okulda selefi akımı etkisi olduğunu iddia ettiği bilgilere yer veriyor.

 

Haritada, Türk sivil toplum kuruluşları ve bu STK’larda görev alan kişilerin de şahsi bilgilerine yer verilerek hedef gösterilmiş. Özellikle DİTB ve UID dernekleri üzerinde yoğunlaşan fişlemelerde, şahıslar doğrudan hedef gösterilerek Türkiye ile olan siyasi ilişkileri üzerinden manipülatif ifadelerle damgalanmış. Harita üzerinde bu şahıslara ait fotoğraflar, adresleri ve görevleri hakkında geniş bilgiler yer almakta.

 

Kimler bu tür fişlemeler için kullanılıyor?

 

Gerek Avusturya gerekse Almanya’da Türk ve Müslüman topluma yönelik fişleme, damgalama, hedef gösterme, yanıltıcı beyan ile algı oluşturma gibi konularda devletin doğrudan bir dahli olmadığı görüntüsü verilmekte. Bu türden fişlemelerde yine Türk ve Müslüman toplum içinden çıkan kişiler ön planda görülmekte.

 

AVUSTURYA /Viyana: Geçtiğimiz hafta “İslam Kartı” isimli müslümalara ait mekanları damgalama projesi ile gündeme gelen projenin mimarı Ednan Arslan “Avusturya İslamı” için en önemli yerel aktör olarak görülüyor.

 

Almanya’da bir pedagog olarak eğitimini tamamlayan Adnan Aslan, köken olarak [Almanya’da sözde bir hilafet devleti kurduğunu ilan eden] Cemalettin Kaplan taraftarı bir yapılanmada yer almış olmasına rağmen, sorunsuz bir şekilde Almanya’dan Avusturya’ya gelip yerleşerek, burada önemli görevler üstlenmişti. Resmi anlamda herhangi bir dini eğitim almamış olan Aslan, önce Viyana Üniversitesi bünyesinde kurulan Din Pedagojisi bölümünde görev almış, sonra yine aynı üniversitede İslam ve Teoloji Araştırmaları Enstitüsü’nün başına getirilmişti. (Kaynak:AA)

 

ALMANYA /Hessen: Bugün Müslüman topluma ait, cami, dernek, lokal, çocuk kreşi gibi Kassel şehrindeki tüm sosyal mekanları fişlemesi ile gündeme gelen grup, kendisini Müslüman göçmen bir grup olarak tanımlarken yine Müslümanlara ait mekanları fişleme görevi görüyor.

 

Grubun aşırı olarak gördüğü ve asılsız ifadelerle damgaladığı dernekler Almanya’da yaşayan Müslüman toplumun büyük bir çoğunluğunun 60 yılı aşkın bir süredir sosyalleştiği legal, tescilli ve resmi tüzel kişiliklerdir. Damgalanan bu yapılar birçok eyalette hükumetlerin resmi olarak muhatap aldığı DITIB, UID ve IGMG gibi kurumsal yapılar.

 

ALMANYA / Berlin: geçtiğimiz ay içerisinde Yeşiller partisinde üst düzey siyaset yapan Cem Özdemir tıpkı yukarıda kendisini Müslüman göçmen grup olarak adlandıran gruptakilerin ifade ettiği gibi, Müslüman bir aileden geldiğini ancak Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde hükumetin DİTİB, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ni İslami eğitimde muhatap almasına karşı olduğunu belirtti.

 

ALMANYA /Berlin: Berlin’de sözde dinler arası diyalog, hoşgörü ve ılımlı İslam kavramları üzerinden İslam’ın dejenerasyonu projesi olarak bilinen “House of One” FETÖ örgütü tarafından desteklenen bir proje olarak bilinmektedir. Daha önce benzer bir dejenerasyon projesi yine Berlin’de Liberal cami olarak adlandırılan “ibn-i Rüşd -Göthe Camii” ismiyle kadınların ve erkeklerin karma namaz kıldığı İslam dışı bir çalışma olarak kamuoyuna sunulmuştu. Bu projede ise yine Türk kökenli olduğunu söyleyen Seyran Ateş isimli bir aktivist ön plana çıkartılmıştı. Ancak her iki projeye de devletin milyonlarca avro destek verdiği ifade edilmişti.

 

İNGİLTERE / Londra: 90lı yılların başından itibaren İngiltere’de yaşayan ve şahsi fikirlerini provokatif ifadelerle dile getiren Salman Rüşdi isimli Hindistanlı yazar aynı şekilde İngiltere tarafından desteklenmişti.  “Şeytan Ayetleri” adlı kitabıyla tanınan Salman Rüşdi, eserlerinde İslam dünyasının hakaret olarak kabul ettiği ifadeler kullanmıştı. Yazara eserlerinden dolayı İngiltere’de şövalyelik unvanı verilmesi protestolara neden olmuş ve Müslüman ülkelerle İngiltere arasında diplomatik krizlere neden olmuştu.