Dünya'nın Seçimi

HABER

Türkiye 14 Mayısta Tarihi bir seçim yapacak.

2002 yılına kadar koalisyonlarla yönetilen Türkiye, AK Parti hükumetleri ile 20 yılı aşkın bir zamanda oldukça ileri bir mesafe katetti. Bu süre zarfında, gerek yurt içinde gerekse yurtdışında yaşayan vatandaşların ifadelerinde eski zaman ile kıyaslanıp bugüne bakıldığında Türkiye’nin devler liginde olduğu dile getiriliyor.

14 Mayıs seçimleri oldukça kritik.

Son 20 yılda ipi tek başına göğüsleyen AK Parti ile hiçbir zaman tek başına iktidar olamamış diğer patiler yarışacak. Muhalefet kanadında yeni bir oluşum olarak ortaya çıkan Millet İttifakına 6 parti destek veriyor. CHP’nin başı çektiği blokta sağ, sol, liberal ve muhafazakar ideolojiden oluşan partiler var. Saadet, Deva, Gelecek, İyi Parti, Demokrat Parti ve HDP ortaklığında kurulan ittifakın koalisyon benzeri bir yönetim vaadi var. Seçmenler ise PKK’ya destek veren HDP ile Milliyetçi tabana sahip İyi Partinin aynı düzlemde olmasını bağdaştıramıyor.

Ak Parti’nin ise seçim stratejisi kazanılan ivmenin devam ettirilmesi yönünde. MHP, Yeniden Refah ve Büyük Birlik Partisi ile Cumhur ittifakında birleşen Ak parti aynı zamanda Başkanlık sistemini Türkiye’ye yine bu ittifakla getirmişti. Cumhur ittifakı kanadında yer alan partilerin tamamı da milliyetçi-muhafazakâr çizgide.

Seçimler Cumhurbaşkanını ve Parlamentonun dağılımını belirleyecek.

14 Mayıs genel seçimlerinde seçmenler Cumhurbaşkanı ve parlamentoda görev yapacak milletvekillerini seçmek için oy kullanacak. Oylar Cumhurbaşkanlığı için ittifaklara parlamento için partilere verilecek.  Seçimler öncesinde partiler küçük ve büyük çaplı aday krizleri yaşadı. CHP’nin yer aldığı ittifaka katılan Deva, Gelecek gibi muhafazakar tabana sahip partiler kendi adaylarını CHP listesinden gösterince sol seçmen rahatsız oldu.

Tüm dünya bu seçime odaklandı.

Türkiye’nin 14 mayısta yapacağı seçimler Türkiye’nin seçiminin dışında yabancı ülkelerinde seçimi olacak. Özellikle dış politikada güçlü bir strateji ile rakiplerinin önüne geçen Türkiye, seçimler sonucunda gerçekleşecek muhtemel değişiklikte tüm paradigmasını değiştirmek zorunda kalabilir. Özellikle Avrupa ülkeleri ile yaşanan siyasi ve ekonomik mücadele farklı bir boyut kazanabilir. Özellikle göçmen krizi üzerinden siyaset yapan muhalefet bunu Avrupa desteği ve Türkiye’deki algı çalışmalarında koz olarak kullanıyor.